“Hava soğuk bugün sokağa çıkılmaz. Dersin bitince şu dağıttığın albümü topla bütün resimler yerine takılacak. Yine tarih sırası karışmış”
Akşamdan ıslattığı kuru fasulyeyi ateşe koymak için mutfağa yürüdü, “Babaanne bak ne buldum.29 Ekim 1963 tarihi fotoğraf bu uçaktan paraşütle atlayan sen misin? Bak bu da yere indiğin an”
Aldı fotoğrafı eline, gözleri doldu, “Ah ahh” diye geçirdi içinden. “Okuldan seçmişlerdi bizi gönüllü olduydum. Bandırma’dan Ankara THK tesislerinde misafir öğrenci olarak kalıp paraşütle atlamayı öğrenmiştik. İlk atlayışımı hiç unutmam korkudan altıma işeyecektim neredeyse ama atlayınca kuş gibiydim gökyüzünde. 1925 yılında Atatürk tarafından kurulan ve vatandaşların bağışlarıyla hayat bulan THK’nın tayyar gençleriydik”
“Binası satılıyormuş babaanne”
“Nasıl satılıyormuş, neden satılıyormuş?”
“İlan vermişler birçok şehirdekiyle birlikte Bandırma’daki binayı”
“Satamazlar kızım O Atatürk’ün emaneti”
“Yok babaanne kayyuma devredilmiş, onlarda zarar ediyoruz diye satıyorlarmış”
“Kalk giyin gidiyoruz”
Burnundan soluyordu sokağa çıktıklarında, Trenci Şeref o halde görünce endişeyle baktı yüzüne, “Hayırdır Neriman Hanım ne bu hal?”
“Sen uyu Şeref Efendi, sen uyu. Satıyorlar.”
“Neyi satıyorlar kim satıyor?”
“THK binası satılıyormuş düş önüme. Atatürk’ün partisine gidiyoruz sahip çıksınlar emanetine”
Hızlandılar Çınarlı’dan yokuş aşağı Cumhuriyet Meydanı’na geldiler. Gitti Atatürk heykelinin önünde durdu başını kaldırdı ve sevgiyle baktı heykele, “Atam” dedi içinden.
Hızla döndü parti binasının önüne geldi, kapıya yürüdü.
Kapı kilitliydi.
Bastı zile uzun uzun, kapıyı yumrukladı açan olmadı.